• +90 216 606 3 CHP(247)
  • bilgi@chpgenc.com
  • 09:00-22:00

O Türkiye’nin ilk resmi köy hekimi unvanını taşıyor

Kelkit ilçesinde babasının işlettiği dükkanın karşısında bulunan dispanserdeki doktorlara özenerek doktorluk mesleğine heves eden 91 yaşındaki Hicabi Karaman, 1958 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.
Mezuniyetinin ardından Trabzon’un Çaykara ilçesinde bulunan bir köye Türkiye’nin ilk resmi köy hekimi olarak atanan Karaman, 1970 yılında da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları şubesinden uzman olarak mezun olup doğduğu Kelkit ilçesine atanarak ilçenin ilk çocuk doktoru olma unvanını da aldı.
Mesleğe adım attığı 1958 yılından bugüne 64’üncü Tıp Bayramını kutlayan Hicabi Karaman, genç hekimlere hastaların özvarlıklarını anlamaları tavsiyesinde bulundu.

“TÜRKİYENİN İLK RESMİ KÖY HEKİMİYDİM”
Doktorluk mesleğine merakının çocukluk yıllarından başladığını dile getiren Hicabi Karaman,
“Doktorluğa imtihanla başladım. Doktorluğa hevesim vardı. Babamın dükkanının karşısında dispanser, doktor vardı. Doktorlara heves ede ede tıp fakültesi imtihanına girerek kazandım.
İlk tayinim Trabzon Çaykara kazasının bir köyüydü. Türkiye’nin ilk resmi köy hekimiydim. Oradan askere gittim, askerde Kırıkkale’deydim, subay olarak. Babama sordum ben 1931 doğumlu iken neden 1933 yazıldı diye. Ne olacağımız belli değil oğlum dedi, azıcık kuvvetli yaşayıp büyüyesinde, kumandan tokat çektiğinde devrilmeyesin diye yaptık dedi.
Uzmanlığımı Hacettepe Üniversitesi’nde yaptım. Ben Kelkit’in ilk çocuk doktoruyum. Benden önce doktor yoktur Kelkit tarihinde. Kelkit’te 8 sene sağlık merkezinde çalıştım.
Şu an mevcut bulunan hastaneyi kurdum. Sağlık merkezini Kelkit Hastanesi yaptım. Burada çalıştıktan sonra 2000 yılından sonra muayenehane açtım” diye konuştu.

“TEŞHİSLER ÜZERİNE BENİ HEMEN BAŞ ASİSTAN YAPTI”
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaşadığı bir anıyı anlatan Hicabi Karaman,
“Hacettepe Üniversitesi’nde birinci asistanlığımı tamamlamadan, bir gece Hacettepe Üniversitesi’nin doçenti Fikriye Sarıkaya’nın genç öğrencilere bir şeyler anlattığını gördüm. Gece 12’de bir çocukla uğraşıyordu teşhis için.
Baktım ki kuduz üzerinde duruyor. Düşündüm, düşündüm. Ben 1 evde 7 tifoyu birden gördüm. Dedim hocam salmonella, tifo servisi boş himayenizde bir de orada kontrol edelim dedim. Ben yılların Hacettepe tecrübelisi asistan nasıl böyle bir şey diyebilir dedi.
Bunun üzerine Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsüne, Tıp Fakültesi’ne, bizim servise ve başka bir yere kan örneği göndermiş tam teşhisin koyulması için, acil notuyla. 1 saat sonra hepsinden cevap geldi tifo diye.
Ertesi gün bana Hicabi Hicabi diye bağırdı. Buyrun hocam dedim. Dediğin gibi çıktı dedi. Hacettepe’nin kuruluşundan bu yana 18’inci baş asistan oldum. Birinci derecem bitmeden bu teşhisler üzerine hemen başasistan yaptı” diye konuştu.
HİÇ BİR HASTAMLA KAVGA ETMEDİ, AZARLAMADIM
91 yaşındaki çocuk doktoru Hicabi Karaman, artık yaşlandığını ve hasta kabul etmediğini sadece yol gösterdiğini belirterek,
“Kelkit’te çocuklarını hâlâ bana getirenler var. Mecbur kalırsam bakıyorum. Yoksa hasta kabul etmiyorum artık. Fakat artık yol gösteriyorum. Eksik teşhis varsa, insanlara tecrübemle yol gösteriyorum.
Genç meslektaşlarıma, doğru ve dürüst çalışmalarını söylüyorum. Hastaların özvarlıklarını anlamaya çalışsınlar. Hastaya itibar göstersinler. Ben hiçbir hastamla kavga etmedim, azarlanmadım. 14 Mart Tıp Bayramınız kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
BÖYLE MÜBAREK İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR
İlçe sakinlerinden Taşkın Hirik ise Hicabi Karaman’ın Kelkit’in yetiştirdiği tıp alanındaki en eski isim olduğunu belirterek, “Kelkit’te elinin dokunmadığı insan yoktur. Allah uzun ömürler versin. O bizim çocukluğumuzda bize bakıyordu, bizim çocuklarımıza bakıyordu.
Okuyup öğrendiklerini memleketinde insanlara faydalı amaçlar için kullanmış böyle mübarek insanlara bizim topraklarımızın ihtiyacı var.
14 Mart Tıp Bayramında Hicabi Karaman gibi yıllarını tıbba vermiş bütün doktorlarımızın tıp bayramlarını canı gönülden kutluyoruz. Allah onların yokluğunu bize göstermesin” dedi.
ONU ANLATMAK İÇİN ROMAN YAZSAM SIĞDIRAMAM
İlçede uzun yıllardır esnaflık yapan 72 yaşındaki Nihat Cebeci de “1965 yılından beri kendisini tanırım. İlçemizin ilk efsane insanlarındandır. Kelkit’in hastanesinin kurucularındandır. Dokunmadığı insan, koşmadığı insan kalmamıştır. Onu anlatmak için roman yazsam sığdıramam. Girip çıkmadığı ev, bakmadığı hasta, çocuk yoktu. Büyük bir kıymetimizdir. Halen de görüşüyoruz. İyi bir dost, doktordur” diye konuştu. (İHA)
aip2(‘pageStructure’, {“pageType”:”other”,”pageCategory”:”sozcu”,”pageIdentifier”:””}, ‘https://www.sozcu.com.tr/tools/sitemaps/x/feed_category_news.php’);var aip2_pageCategory = “sozcu”;

Paylaşın: